Klon kent; geleneksel alışveriş bölgelerinin (sokaklar, caddeler veya semtler) uluslararası zincir markalar tarafından ele geçirilmiş olduğu şehirler için kullanılan küresel bir terimdir. Diğer bir deyişle; bir kentteki ticari faaliyetlerin büyük çoğunluğu yerel veya ulusal sermayelerden ziyade yabancı merkezli ticari işletmeler aracılığıyla gerçekleşiyorsa, o şehir klon kent olarak kabul edilir. Bu terim ilk defa İngiltere merkezli bir düşünce kuruluşu olan New Economics Foundation (NEF) tarafından 2004 tarihli "Clone Town Britain" raporunda kullanılmıştır. Ertesi sene aynı kuruluş tarafından yapılan bir araştırmada, Londra'daki şehir merkezlerinin %41'i ile Birleşik Krallık genelindeki merkezlerin %48'inin birer klon kente dönüştüğü tespit edilmiştir.1
Küreselleşmenin getirdiği ve gerektirdiği olumsuz durumlardan birisi olan klon kentler; şehirlerin tarihi ve kültürel kimliklerini yok ederek dünyanın farklı yerlerindeki yerleşim yerlerinin hızla birbirine benzemeye başladığı tek tipte ve standart kent merkezlerinin oluşmasına yol açar. Bu durum sadece kentlerin özgünlüklerini kaybetmeleri açısından değil, aynı zamanda buralardaki sosyal sürdürülebilirliğin azalması bakımından da oldukça büyük bir tehlike arz eder. Sosyal sürdürülebilirlik ise bir kent merkezinin "canlılık", "hayatta kalabilirlik", "farklılık", "mekan duygusu", "eğlence" ve "anlam" kriterlerini karşılayıp karşılamamasıyla ilgilidir.
Bir merkezdeki ticari işletmelerin ağırlıklı olarak yerel ve ulusal perakende markalardan oluşması ve bu işletmelerin hizmet verdiği alanların çeşitlilik göstermesi; buradaki sosyal sürdürülebilirliğin desteklenmesine yardımcı olur. Bu tarz merkezlerde ana caddelerdeki yaya trafiği yoğundur ve bu bölgeler ziyaretçiler açısından bir cazibe alanı teşkil ederler. Öyleyse, böylesi bir kentin canlılık kriterini karşıladığı kabul edilebilir. Fakat bir caddenin veya alışveriş bölgesinin hayatta kalabilmesi için buranın karlılığını sürdürebilmesi ve yatırım alması da gerekir. Uluslararası işletmelerin bölgeye girmesiyle birlikte yerel ve ulusal sermayelerin kar marjları hızla düşeceğinden, hem küçük işletmeler hem de kent merkezi bu durumdan olumsuz etkilenir. Zaten sosyal sürdürülebilirliğin gereklerinden biri olan farklılık kriteri de kent merkezlerinde özgün, tarihi, otantik ve ziyaretçilerde aidiyet duygusu oluşturabilecek işletmelerin ve ürünlerin bulunmasını zorunlu kılar. İnsanların mekanlar ve kendi benlikleri arasında bir ilişki kurma olasılığını arttıran mekan duygusu da farklılık kriteriyle aynı kapıya çıkar. Eğlence kriteri ise insanların diğer hiçbir yerde bulamayacakları tarzda yaratıcı ve sosyal aktivitelere işaret eder. Son olarak, sosyal açıdan sürdürülebilir olan şehir merkezlerinin bir anlam taşıması beklenir. Lynch'in deyişiyle "her kentlinin zihninde kenti oluşturan parçalarla ilgili imgeler vardır" ve insanlar için anlam ifade eden şeyler kent kimliğini oluşturur.2
Bir şehir merkezinin veya belirli bir alanla sınırlandırılmış alışveriş bölgesinin klon kent olup olmadığının matematiksel hesabı şu şekilde yapılır3:
Yukarıdaki adımlar tamamlandığında;
Orijinal kaynak: klon kent. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page